İnsan, yeryüzünde eşi benzeri bulunmayacak derecede duygu değişimlerini çok hızlı yaşayan bir varlıktır, başımıza bir musibet geldiği vakit ''Allah var gam yok'' diye fiyaka satarız fakat bir süre sonra depresyondayım unutuldum... şarkısını dinlerken buluruz kendimizi. Ne değişir halbuki geçen zamanda.
Sahi biz ne çabuk değiştik sevgili dostlar? Kedi,köpek bile yeni bir ortama girdiğinde etrafı tanımaya çalışır gezer,koklar,bölgesini işaretler ve sahiplenir. Peki biz İslam'ı anlama, Allah'ı tanıma noktasında hangi kırmızı çizgilerimizin bölgesini işaretliyoruz? Tabiri caizse gün içerisinde farkında olmadan neleri kendimize ilah ediniyoruz.
Güç,para,iş,kadın,erkek,çocuk,ev,araba işte bu gibi şeyler gönlümüzde yer ettikçe, yâr oldukça, sabah namazına kalkamadığımız vakit ''Uyan ey gözlerim gafletten uyan'' sözlerini biz yazarmışcasına ağır bir pişmanlık duymak yerine "kazasını kılarız ya" demekten ileri gidemiyoruz.
Ömürlerinin her deminde Allah'ı kalbinden,dilinden ve tüm yaşamından çıkartmamış ecdadın, güç,para,mal ve mülk içerisinde Allah'ı bulmaya çalışan torunları olarak acaba bu kadar dünyalık içerisinde arayı arayı nasıl bulacağız?.. Şöyle bir derviş edasıyla tüm dünyayı elimizin tersiye itip hiç çalışmayacak mıyız yoksa bir lokma bir hırka mı yaşayacağız? Durun durun ''Evlat ticaret yap,çok para kazan fakat parayı kalbine değil cebine koy'' diyen bir baba sözüyle müdahale etmek istiyorum hayata ve hayatın bir özü de budur aslında.
Şunu bilmeliyiz ki dostlar, gönüllere girmedikçe büyük günahları engelleyemeyiz. İnanana da inanmayana da tenkit ile değil merhamet nazarıyla bakmak zorundayız, kibir ile değil tevazu elbisesi ile karşılamalıyız çünkü biz günahkara değil günaha düşmanız. Allah birdir bazılarımız şaşı ve hasta da biziz doktorda.
Allah? Var ve var olacaktır.
Gam? Değişti
Biz? ...
Sahi biz ne çabuk değiştik sevgili dostlar? Kedi,köpek bile yeni bir ortama girdiğinde etrafı tanımaya çalışır gezer,koklar,bölgesini işaretler ve sahiplenir. Peki biz İslam'ı anlama, Allah'ı tanıma noktasında hangi kırmızı çizgilerimizin bölgesini işaretliyoruz? Tabiri caizse gün içerisinde farkında olmadan neleri kendimize ilah ediniyoruz.
Güç,para,iş,kadın,erkek,çocuk,ev,araba işte bu gibi şeyler gönlümüzde yer ettikçe, yâr oldukça, sabah namazına kalkamadığımız vakit ''Uyan ey gözlerim gafletten uyan'' sözlerini biz yazarmışcasına ağır bir pişmanlık duymak yerine "kazasını kılarız ya" demekten ileri gidemiyoruz.
Ömürlerinin her deminde Allah'ı kalbinden,dilinden ve tüm yaşamından çıkartmamış ecdadın, güç,para,mal ve mülk içerisinde Allah'ı bulmaya çalışan torunları olarak acaba bu kadar dünyalık içerisinde arayı arayı nasıl bulacağız?.. Şöyle bir derviş edasıyla tüm dünyayı elimizin tersiye itip hiç çalışmayacak mıyız yoksa bir lokma bir hırka mı yaşayacağız? Durun durun ''Evlat ticaret yap,çok para kazan fakat parayı kalbine değil cebine koy'' diyen bir baba sözüyle müdahale etmek istiyorum hayata ve hayatın bir özü de budur aslında.
Şunu bilmeliyiz ki dostlar, gönüllere girmedikçe büyük günahları engelleyemeyiz. İnanana da inanmayana da tenkit ile değil merhamet nazarıyla bakmak zorundayız, kibir ile değil tevazu elbisesi ile karşılamalıyız çünkü biz günahkara değil günaha düşmanız. Allah birdir bazılarımız şaşı ve hasta da biziz doktorda.