Yarasa suyuna çorba


 Gelişen ve farklılaşan ve hatta daha fazla zorlaşan dünyamızda artık her geçen gün farklı olaylarla karşılaşabiliyor, algılarımız ve düşüncelerimiz günden güne değişiklik gösterebiliyor. Maalesef içinde bulunduğumuz pandemi süreci de hem sosyal hem ekonomik hem de kişisel hayatımızı derinden etkilemiş ve bundan sonrada etkilerini-izlerini sürdürmeye devam edecektir. Rabbim hepimizi ve müslüman alemini her türlü afetlerden ve salgınlardan muhafaza buyursun(amin).


      Pandemi süreci yazılı ve görsel medyada da geniş yer tuttu. Tv lerdeki programların gündem maddeleri aşı, maske mesafe vb konulara evrildi ve bununla birlikte bazıları işinin uzmanı ancak çoğu "her işin uzmanı"! olmuş olan insanlar hayatımızda daha fazla yer kaplamaya başladı. Buralardan çıkan ve uyuşuk dimağlarda ilim süzgecinden geçirilmeyen "sözde bilgi" düşüncelerin ve algıların hammaddesi oldu ve işlenmeden kelimelere döküldü. "Bence"ler ve "Sence"ler tartışma programlarında ve sosyal medyada birbirleriyle kıyasıya yarıştı.

İlk önce yarasalar hızlı bir giris yaptı, pazarda görüldü sonra çorba tabağına girdi. Pişman olduydu amma artık insan eline düşüvermişti. Devamında;
• hasta olan insanların sokakta düşüp öldüğü, hastanelerin yetersiz kaldığı, toplu mezarların açıldığı, zorla insanların evlerine hapsedildiği haberleri herkes tarafından görüldüğü emin olasıya dek yayınların ana gündem maddesi oldu. Sonrasında birbirini desteklemeyen çelişkili açıklamalar, ilaçlar- yöntemler konusunda belirsizlik ve değişiklikler ile gündem sürekli değiştirilirken aşı ile pandeminin biteceğini inanan ve aşının bir an önce çıkmasını bekler hale gelen kitleler aslında ilk aşılarını çoktan olmuştu bile. Evet bu aşının türkçe ismi de KorkuVac idi.

        İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü'minlerseniz, Benden korkun.(Al-i İmran Suresi, 175)

Bundan sonra işler daha basit hale gelmişti. Daha önceden yaptıklarımızı yapmamakta veya yapmadıklarımızı yapmakta pek fazla güçlük çekmiyorduk. Her akşam yayınlanan istatistiklerle de pandemi- tv,sosyal medya bağlantımızın durumu kontrol edilmeye devam ediyor, verilen tabloda ölüm - vaka oranları, hesaplamalar, yüzdelik dilimlerle ne zaman hasta olacağımızı hatta ölme ihtimalimizi istatistiksel olarak hesaplamaya başladık. Bu yazının yazıldığı tarihlerde muhacir nüfüsunu da hesaba katarak yaklaşık 90 milyonda yaklaşık 2 senede her 15 kisiden 1 kisi hasta olduğu ve her 120 hastadan bir kişi vefat ettiği görülmüş verilen bilgiler doğrultusunda.(diğer bir deyişle yaklaşık 2 bin kişiden 15 i hasta olmuş 1 kişi vefat etmiş)

      Ben burada bahsi biraz değistirmek ve asıl anlatmak istediğim şeyi öncesinde bir örnek vererek anlatmak istiyorum;

Bir zaman Allah rahmet etsin mühim bir zat kayığa binmekten korkuyordu. Onunla beraber bir akşam vakti İstanbul’dan Köprüye geldik. Kayığa binmek lâzım geldi. Araba yok. Sultan Eyüb’e gitmeye mecburuz. Israr ettim.

Dedi: “Korkuyorum; belki batacağız.”
Ona dedim: “Bu Haliç’te tahminen kaç kayık var?”
Dedi: “Belki bin var.”
Dedim: “Senede kaç kayık gark olur?”
Dedi: “Bir iki tane. Bazı sene de hiç batmaz.”
Dedim: “Sene kaç gündür?”
Dedi: “Üç yüz altmış gündür.”

Dedim: “Senin vehmine ilişen ve korkuna dokunan batmak ihtimali, üç yüz altmış bin ihtimalden birtek ihtimaldir. Böyle bir ihtimalden korkan, insan değil, hayvan da olamaz.”

Hem ona dedim: “Acaba kaç sene yaşamayı tahmin ediyorsun?”
Dedi: “Ben ihtiyarım. Belki on sene daha yaşamam ihtimali vardır.”

Dedim: “Ecel gizli olduğundan, herbir günde ölmek ihtimali var. Öyle ise, üç bin altı yüz günde hergün vefatın muhtemel. İşte, kayık gibi üç yüz binden bir ihtimal değil, belki üç binden bir ihtimalle bugün ölümün muhtemeldir. Titre ve ağla!

Pandemi sürecinde de bizim korku hissimizden faydalanan zalimleri görmek ve tanımak üzerimize vazifedir. Tabi ki kurallara uymak vatandaşlık borcumuz tedbirimizi almak ilahi bir nasihatımızdır.

Ey iman edenler, tedbirinizi alın..( Nisa süresi, 71)

Ancak gereğinden fazla korku düşünme yetimizi elimizden alır. Akıl dini islamın bize emrettiği gibi okuyacaz hak konuşup hakkı savunacağız. Binler ihtimalde bir ölümden korkup yaşantımızda büyük değişiklikler yapabiliyorsak her an ölme ihtimalimizi unutmayacaz.
Rabbim hepimize mağfiret etsin.