SEMBOL VE AYNA OLARAK ‘BİZ’


‘Biz nasıl ayna ve sembolüz ki?’ diyebilirsiniz. Ama her insan bir kişiyi ve bir şeyleri temsil eder. Misal olarak ''Aslan yattığı yerden belli olur'' sözü. İşte burada bile bir sembol olduğumuz apaçık bir şekilde ortada. Peki ya nasıl aynayız? Ayna olmamız, başkalarını etkilemek ve onlara örnek olmamızdır. Örnek olarak, aile büyüklerinden bir kişi çocuğun aynasıdır. ''Ağaç yaş iken eğilir'' dedikleri de işte tam olarak budur. İşte biz bu gençlik ağacına iyi birer ayna olursak ve ağacın doğru, düzgün eğilimini engelleyecek kötü yönde bir müdahale olmazsa (ki bunun en büyük etkeni kötü arkadaştır) bu ağaç doğru yoldan gidebilir. Ama ağacı yanlış tarafa meyil ettirirsek, ağacın meyil ettiği yanlış taraftan kesecek ve onu doğruya iletecek insanlar yok ise, o ağaç yaşlanır ve doğaya oksijen değil karbonmonoksit yayar.

 Peki ya burada anlatılmak istenen nedir? Bizleri doğruya ileten doğru aynalar olursa, bizi temsil eden sembolümüz bir aslan olur. Şimdi ki gençlik bir ‘’aslan’’ değil. Bu durumu düzeltmenin yolu ise saygı. Ve bir demircinin demiri dövdüğü gibi, bizim de bu gençliği doğru yola dövmemiz, kötü düşüncelerden kurtarmamız ve aslan gibi yaşamamızdır. Herkes üstüne düşen vazifeyi yapar ise, aslanın yattığı yere kimse laf edemeyecek olur. Bu sebepten ötürü, doğru bir ayna olmaya gayret edelim ki sembolümüz ve neslimizin devamı olan bu gençlik, aslan olsun. Biliyoruz ki bu ölümlü dünyadan sonra ahiret var, o yüzden ‘Müslümanca yaşamalıyız’. Yoksa elden giden gençliği toparlayamayabiliriz. Ahiret için değil, Allah'ın rızası için, Peygamber Efendimiz ‘in (s.a.v.) sünnetine uygun ve onun yaşadığı doğru hayatı kendimize ayna olarak görmeliyiz ve bunun için yaşamalıyız. Doğruyu kimden öğreneceğimizi iyi bilmekiyiz. Yoksa eski nesiller gibi, diri diri kızları gömer, insanlığa yapılan zulme sadece kınamayla cevap verir, medeniyet sandığımız, adeta ağzımıza verilmiş  ballı emziği gerçek doyurucu süt sanarız. Biz ayna olamayız çünkü gerçek medeyet olan Müslümanlığı bozmaya çalışan barbar uygarlar ( nedenler) var. Bu zihniyeti bize doğru gösteren, bizi bu yola ve kötülüğe sürüklemek isteyenlerin zihniyetlerine medeniyetin ne olduğunu, işgal değil imar ederek cevap vermeliyiz.

Örnek olarak 15 Temmuz'u ele alabiliriz. Ak ile karayı ayırt edemediğimiz ve pis zihniyetli kişilerin içimize girdiği zamanlarda, bizleri, bizimle bitirmeyi kafaya koymuşlardı. Ama biz bu Vatan ve Dinimizde gözü olanlardan, onlar gitse bile onlardan kalan zihniyetlerden kurtulamadık! Ve bu arındırma; aslan gibi bir demirci olursak, cahillerden ve pis düşüncelerden kurtulabilirsek olacaktır. O zihniyetlere kanmadığımızda doğru bir hayat yaşarız. Bu zihniyet hep vardı ve olmaya da devam edecek. Ama kıyamet gününde her şey sona erecek ve herkes bir tarafa kaçışacak. Biz onlar gibi olmayıp, doğru bir hayat yaşayabilirsek, o büyük günde başımız dik olarak durabiliriz. İnşAllah Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul’ u Feth ettiği gibi, biz de ‘aslımızı’ feth edip ona dönebiliriz. Tabi ki Abdulhamid Han Hazretlerini tahttan indiren, Onunun merhametini kullanan pis zihniyetli kişilere kanmazsak. Allah yar ve yardımcımız olsun. 

0 Yorumlar:

Yorum Gönder